Evlatlık ve Evlat Edinen Arasında Miras Hukuku İlişkisi
Siz değerli okuyucularıma bu makalemde, sizlerden en çok gelen evlat edinen kişi ile evlatlık ve altsoyu arasındaki miras haklarının ne şekilde olacağına ilişkin sorularınıza örnekler vermek suretiyle izah etmeye çalışacağım
Mirasçılık belgesi bir diğer adı ile veraset ilamı ölen kişinin mirasçıları tarafından, miras paylarının ve mirasçı olduklarının tespiti için Sulh Hukuk Mahkemesi’nde dava açmak suretiyle alınan belgedir. Son dönemde Noterler veraset ilamı düzenleme yetkisine sahip olmuşlardır.
Mirasçılık belgesinde mirasçıların konumlarına göre miras payları değişiklik göstermektedir.
Türk Medeni Kanunu’nun 305. ve devamı maddelerinde evlat edinmenin hukuki mahiyeti hüküm altına alınmıştır.
Evlatlık, birinci zümreye giren mirasçı olup evlilik içerisinde doğan çocuk ile aynı miras hakkına sahiptir. Evlatlığın yasal miras hakkının en önemli özelliği bunun tek taraflı mirasçılık olmasıdır. Evlatlık evlat edinenin yasal mirasçısı olduğu halde, evlat edinen evlatlığın yasal mirasçısı sayılmamaktadır. Evlatlığın ölümü halinde yasal mirasçıları kendi kan hısımları, eşi ve çocuklarıdır. Evlatlık yalnızca evlat edinenin yasal mirasçısıdır. Evlat edinenin kan hısımlarının örneğin; babasının, annesinin, kardeşinin yasal mirasçısı değildir. Bunun sebebi ise; evlat edinme bağı yalnız evlatlık ile evlat edinen arasında kurulmaktadır. Bu durum ise bir hısımlık ilişkisi meydana getirir. Evlatlık evlat edinenin yasal mirasçısı olduğu gibi eğer varsa kendi kan hısımlarının da yasal mirasçısı sayılmaktadır.
1.Evlatlık ile Evlat Edinen Arasındaki Miras İlişkisi
Örnek vermek gerekir ise; Ahmet sağlığında Berrak isminde kız çocuğunu evlat edinmiştir. Evlat edinilen Berrak, evlan edinen Ahmet’ten önce vefat etmiştir. Ahmet ise evlatlığı Berrak’tan sonra vefat etmiştir. Evlatlık Berrak’ın tek oğlu Cihan, müteveffa Ahmet’in yasal mirasçısı olduğunu iddia ederek Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurmuş ve mirasçılık belgesi verilmesini talep etmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi, nüfus kayıt örnekleri ve ölüm belgelerini incelediğinde, evlatlığın evlat edinenden önce vefat etmiş olması sebebiyle Cihan’ın mirasçı olmayacağından açılan veraset ilamı talepli davayı reddetmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 500. maddesinde; “Evlâtlık ve altsoyu, evlât edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar. Evlâtlığın kendi ailesindeki mirasçılığı da devam eder. Evlât edinen ve hısımları, evlâtlığa mirasçı olmazlar.” denilmektedir.
Evlatlık ve altsoyu, evlat edinene kan hısımı gibi mirasçı olmaktadırlar. Bu nedenle evlatlığın, evlat edinenden önce vefat etmesi, evlatlık ilişkisini etkilememektedir. Evlatlık sözleşmesinin kurulduğu andan itibaren, öncesinde doğmuş olan evlatlığın reşit olan çocukları dahi evlat edinene mirasçı olmaktadır. Yukarıda vermiş olduğum örnekte evlatlık Berrak, daha önce vefat etmiş olması ve onun alt soyu olan Ceyhun’un evlat edinen Ahmet’in mirasçısı olamayacağına ilişkin verilmiş olan karar Türk Medeni Kanunu’nun 500. maddesine aykırılık teşkil etmektedir.
2.Evlatlığın Altsoyunun Evlat Edinene Mirasçı Olması Halinde Yasal Miras Hakkı
Örnek vermek gerekir ise; Evlat edinen Ahmet, 2011 vefat etmiştir. Ahmet’in vefat ettiği tarihte evlatlık aldığı oğlu hayatta değildir. Evlatlığın iki çocuğu Burak ve Cihan sağ olup, Ahmet’in mirasçısı olduklarını iddia ederek Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurmuş ve mirasçılık belgesi verilmesini talep etmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi, nüfus kayıt örnekleri ve ölüm belgelerini incelediğinde, evlat edinenin mirasçısının yalnızca evlatlık olduğu ve onun da daha öncesinde vefat ettiğini öne sürerek Burak ve Cihan’ın miras haklarının olmadığı gerekçesiyle veraset ilamı talepli davayı reddetmiştir.
Sevgili okuyucularıma vermiş olduğum örnekte her ne kadar evlat edinen Ahmet, vefat ettiği tarihte evlatlık aldığı kişi vefat etmiş olsa da, evlatlığın çocukları Burak ve Cihan hayattadırlar. Türk Medeni Kanunu’nun 500. maddesinde açıkça düzenlendiği üzere; “evlatlık ve altsoyu, evlat edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar.” Burak ve Cihan’ın vefat eden Ahmet’in mirasçı olduğu açıktır. Sulh Hukuk Mahkemesinin vermiş olduğu karar kanuna açıkça aykırılık teşkil etmektedir.
Avukat Gizem GONCE