Boşanma Davası Açtıktan Sonra Eşlerin Sadakat Yükümlülüğü Sona Erer mi?

Bu yazımda sizlere boşanma davası açıldıktan sonra eşlerin birbirlerine olan sadakat yükümlülüğünün devam edip etmediği tartışmasından bahsetmek istiyorum. Sadakat yükümlülüğü; Türk Medeni Kanunu’nun üçüncü bölümünün “Evliliğinin Genel Hükümleri” başlıklı kısmının “Haklar ve Yükümlülükler”idüzenleyen ilk bölümünde düzenlenmiştir.

18.10.2021
Boşanma Davası Açtıktan Sonra Eşlerin Sadakat Yükümlülüğü Sona Erer mi?

EVLİLİĞİN GENEL HÜKÜMLERİ

Madde 185- Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur.
Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler.

ARA REKLAM ALANI


Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.

Evlenme ile birlikte eşler arasında kurulan evlilik birliğinde; eşlerin evlilikleri sona erene dek birbirlerine sadık kalma yükümlülüğü bulunmaktadır.
Kural olarak; evlilik sona erene kadar eşlerin başka biriyle duygusal bağ kurması, ilişki yaşaması doğru değildir. Evlilik süresince bu kuralı ihlal eden taraf, kusurlu sayılır.
Evlilik birliğinin sona ermesi yalnızca boşanma ile gerçekleşmez. Eşlerden birinin ölümü, gaipliği veya eşlerden birinin cinsiyet değiştirmesi halleri de; evliliği sona erdirir. Biz bu yazımızda evlilik birliğinin boşanma ile sona erene dek olan eşlerin birbirlerine olan sadakat yükümlülüğünden bahsetmekteyiz.
Eşlerden biri veya ikisi birlikte; Aile Mahkemesi’ne başvurarak boşanma davası açar ve boşanma süreci başlamış olur. Her ne kadar eşlerin boşanma iradeleri ortaya konulmuş olsa dahi – yargılama süresince taraflar boşanma iradelerinden vazgeçebilir, yargılama sonunda hâkim ayrılık kararı verebilir veyahut hâkim tarafların boşanmasına dair karar vermeyebilir – bu hallerde başlatılan boşanma sürecinin sonucunda boşanma gerçekleşmeyebilir. Bu gibi sebeplerle; eşlerin boşanmasına dair mahkeme tarafından verilen karar kesinleşinceye kadar taraflar resmi olarak evli sayılmaktadır. Boşanma davası süreci başlamış olsa da; eşlerin birbirlerine olan sadakat yükümlülüğü devam etmektedir. Eşlerden biri başkasıyla duygusal bağ kurar veyahut ilişki yaşar ise; sadakat yükümlülüğünü ihlal etmiş olacaktır.

Yargıtay’ın bu konuda iki farklı görüşü bulunmaktadır. İlk görüş; “Eşlerin sadakat yükümlülüğü sadece evlilik süresince değil, boşanma davası açıldıktan sonra da devam etmektedir.” der. Bu görüşe göre; eşler boşanma davası açtıktan sonra dahi birbirlerine sadık davranmak zorundadırlar. Hatta Yargıtay birçok kararında; boşanma davası açıldıktan sonra sadakat yükümlülüğünün ihlal edilmesini kusurun artışı gerekçesi saymaktadır. Boşanma davası sürerken tarafların her türlü davranışları da kusur durumlarının belirlenmesinde etkilidir. Boşanma davası sırasında bir başkasıyla duygusal veya cinsel birliktelik yaşayan eşler “kusurlu” kabul edilir. Bu kusurlu davranışlar neticesinde; kusurlu olan eş, karşı tarafa tazminat ödemek zorunda kalmaktadır. Hatta nafaka ve çocukların velayeti konularında aleyhlerine hüküm verilebilir.
Yargıtay’ın ikinci görüşü ise; “Eşlerin sadakat yükümlülüğü boşanma davası açıldıktan sonra sona erer.” der. Eşler; dava tarihinden sonra birbirlerine karşı sadakatsizlik yapar ise, bu kusurlu davranışlar davada nazara alınmaz. Bu görüşe göre; eşler davadan sonra sadakat yükümlülüğüne uymakla yükümlü değillerdir. Eşlerine karşı sadakat yükümlülüğü ortadan kalkan taraflar; diledikleri kişiyle duygusal veya cinsel birliktelik kurabilirler. Bu durum davaya konu edilemez, eşler bu eylemlerinden ötürü kusurlu sayılmazlar. Yukarıdaki yazımızda hem Medeni Kanun’un kural olarak belirlediği sadakat ilkesini hem de Yargıtay’ın bu konudaki farklı görüşlerini özetlemeye çalıştım. Sadakat sözlük anlamı ile; içten bağlılık anlamına gelmektedir. Tüm evli çiftlerin evli kaldıkları süre boyunca birbirlerine karşı içten bağlı kalmalarını naçizane tavsiye eder, sağlıklı, mutlu ve huzurlu günler dilerim.

AV. AYLİN ESRA EREN

REKLAM ALANI
YAZAR BİLGİSİ
Avukat Aylin Esra Eren, lise eğitimini Şişli Terakki Lisesi’nde tamamladıktan sonra, Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. 2011 yılında, Erasmus Intensive Summer Programme kapsamında Salzburg Üniversitesi’nde Avrupa Özel Hukuku konusunda eğitim aldı. 2012 yılında, 19th Annual Willem C. Vis Moot on International Commercial Arbitration kapsamında Viyana’da Uluslararası Ticari Tahkim Hukuku konusunda çalışmalara katıldı. İstanbul Üniversitesi AUZEF Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde eğitimine devam etmektedir. Avukatlık ruhsatını 2013 yılında almış olup, bir süre Türkiye’nin önde gelen bankalarında hukuki danışmanlık departmanında hukuk müşaviri olarak görev yapmıştır. Aylin Esra Eren, Eren & Gonce Hukuk Danışmanlık Bürosu’nun kurucu ortağı olup, farklı hukuk bürolarında hukukun birçok alanında çalışma fırsatı bulmuştur. Çok iyi derecede İngilizce, iyi derecede Almanca bilmektedir. Uzmanlık alanları; Hukuki Danışmanlık, Ticaret Hukuku, Uluslararası Ticaret Hukuku, Sözleşmeler Hukuku, Şirketler Hukuku, Aile Hukuku ve Ceza Hukuku’nun yanında hukuk davalarıdır. Hukuk davalarına ilişkin tanıma ve tenfiz davalarında esas olmak üzere hukukun birçok alanında yerli ve yabancı müvekkillerine hukuki konularda çözüm odaklı hizmet vermektedir. Arabuluculuk ve uzlaştırmacılık eğitimlerini tamamlamış olmakla birlikte aynı zamanda, noterlik belgesi de bulunmaktadır.
YORUMLAR

  1. Sercan dedi ki:

    Peki Tazminat ödemeden boşnmak için ne yapılabilir