BİR KADIN TANIDIM BEN…
Bir kadın tanıdım ben, kocaman yüreğinde herkese yetecek kadar sevgi barındırıp, sevdiklerine gülücükler dağıtıyordu.
Bir kadın tanıdım ben, bakışları o kadar güzeldi ki onu hiçbir fotoğraf karesine sığdıramadım.
Bir kadın tanıdım ben, koşarak geçmiş hayatın zor yollarından; hangi dağa sırtını dayadıysa ufalanan kayaların altında kalmış, ezilmişti.
Bir kadın tanıdım ben, sevgiden yoksun, şefkate aç, yapayalnız, yaralı kalbini herkesten gizleyen…
Bir kadın tanıdım ben, hastalanmış… Yetememiş yavrusuna, yetememiş eşine dostuna… Onu da dert edinmiş kendine; gözleri yaşlı, ağlamaklıydı.
Bir kadın tanıdım ben, yıllarca saçını süpürge etmiş, nasır basmış ellerini… Yine de kıymeti bilinmemiş, içten içe kahroluyordu.
Bir kadın tanıdım ben, kırgın… Hayata, geçen yıllara, saçındaki aklara ama en çok ta ona sahip çıkmayıp hoyratça savuranlara sitem ediyor, kadın olduğuna ağlıyordu.
Öyle bir kadın tanıdım ki ben, adına “ANNE” denilen, fedakâr bir o kadar da cefakârdı.
Dünyanın hem en güzel hem de en zor işidir, kadın olmak. Aynı zamanda da anneliktir, merhamettir, fedakârlıktır, hayat arkadaşlığıdır, emekçiliktir, sevgidir, aşktır, dünya üzerinde açan en güzel kokuya sahip en kıymetli çiçektir, kadınlarımız. Bütün bunların karşılığında onların istediği tek şey ise anlayış, saygı ve sevgidir.
Amerika’da kendilerine dayatılan sisteme karşı birlik olup haklarını aramaya çalışırken hayatlarından olan 120 kadın işçi kardeşlerimizin anısına, biz sadece “Kadın kadar zarif bir dünyada” yaşamak istiyoruz.
“Güçsüzken bile ayakta durmak zorunda kalan, umuda sarılan tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu olsun.”