Gel …
Kalemin mürekkebi ellerimde leke
Senin açtığın yaralar bedenimde iz,
Hayatın sillesi batışımın göstergesi,
Gel Desem,
Toprağın suya olan hasreti gibi,
Gündüzün geceye olan muhtaçlığı gibi,
İnsanın yemeğe olan ihtiyacı gibi,
Çaresizliğin çareyi arayışı gibi
Benim sana olan çaresizliğim gibi,
Sana ihtiyacım olduğu gibi,
Gel desem, onca şeye rağmen,
Gelmez misin?
Sabah doğan Güneş,
Gece gelen Ay,
Karanlıkta yakalılan mum gibi,
Aydınlatmaz mısın?
Karanlığımdaki mum,
Günümün Güneşi, Gecemin Ayı,
Çaresizliğimdeki çare,
Sessizliğimdeki duyduğum ses,
Olmaz mısın?
İmkansızın bile vardır bir imkanı…
Her gecenin vardır bir aydınlığı…
Sen de olmaz mısın bir mucize?
Ne güzel demiş,
Karacaoğlan;
Gurbet eli bizim için yaptılar,
Çatısını pek muntazam çattılar.
Ölüm ile ayrılığı tattırdılar,
Elli dirhem fazla geldi Ayrılık…